ABD Hükümeti, ülkenin küresel mali gücünü koruma çabalarının bir parçası olarak, Amerikan doları temelli sabit coin projelerini daha güçlü şekilde desteklemeye hazırlanıyor. 24’ünde (yerel saatle) Senato’daki bütçe duruşmasında konuşan ABD Hazine Bakanı Scott Besent(Scott Besent), ABD hazine tahvillerine dayalı sabit coin piyasasının önümüzdeki birkaç yıl içinde 2 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşabileceğini ifade etti. Bu durum, kripto varlık sektörünün finansın geleceği olarak konumlandırılmasıyla birlikte, Amerikan dolarının kullanım alanlarını genişletmeyi ve ABD'nin mali etkinliğini sürdürmeyi amaçlayan bir politika stratejisi olarak görülüyor.
Besent’a göre bu dijital varlıkların uygulanması, mevcut mali sistemi tehdit etmeden destekleyici şekilde yapılmalı. Bakan, “ABD tahvili ya da kısa vadeli borç enstrümanlarıyla tamamen teminatlandırılmış sabit coin’ler, mali istikrarı bozmayacak şekilde küresel ölçekte yaygınlaştırılabilir” dedi. Gerçekten de, kısa süre önce Citi Ventures tarafından yayımlanan bir rapora göre 2030’a kadar global sabit coin arzı 3,7 trilyon dolara ulaşabilir.
Peki, ABD neden sabit coin konusunda bu kadar ciddi bir adım atıyor? ‘Yorum’: Asıl hedef, dijital çağa uygun bir şekilde ABD dolarının global baskınlığını artırmak. Aynı zamanda ABD'nin uluslararası ticaret ve finansman kanallarında devlet tahvillerine olan talebi artırmayı da amaçlıyor. Bu bağlamda yasal düzenlemeler de hız kazanmış durumda. Son haftalarda Senato’da birçok sabit coin düzenleme yasası onay aşamasını geçti. Bu yasaların hayata geçmesi durumunda, sabit coin'lerin ABD finans sisteminde merkezi bir rol üstlenmesi olası.
Bu gelişmelere Trump da tam destek veriyor. Başkan Trump, sabit coin kullanımının genişletilmesi çağrısında bulunurken, kripto varlık sektöründeki pek çok kuruluş ve lobici de bu sürece destek veriyor. Öte yandan büyük perakende firmaları da sabit coin’leri ödeme altyapılarına entegre etmek için alternatif çözüm olarak değerlendiriyor. Analistlere göre bu firmalar, Visa ve Mastercard gibi geleneksel kredi kartı sistemlerine kıyasla ‘daha düşük komisyon oranları’ ve ‘daha hızlı işlem süresi’ nedeniyle sabit coin’lere daha çok ilgi gösteriyor.
Ancak finans sektörünün tamamı bu yeni yönelimi benimsemiş değil. Özellikle küçük ölçekli bankalar, sabit coin'lerin yaygınlaşmasıyla birlikte ‘mevduat kaybı’ riski yaşanacağını ve kredi verme yetilerinin daralabileceğini savunuyor. Öte yandan bazı büyük bankalar ise kendi sabit coin’lerini çıkartarak bu yeni pazarda hakimiyetini koruma yolları arıyor.
Bazı perakende şirketleri Visa ve Mastercard’a yönelik tekelcilik karşıtı düzenlemelerin de hayata geçirilmesini talep ediyor. Ancak Senato, bu çağrılara karşı temkinli bir yaklaşım sergiliyor. Bununla birlikte, Trump yönetimi döneminde kripto varlıklar üzerinden haksız kazanç elde edilmesini önlemeye yönelik yeni bir yasa tasarısı da gündemde. Yani düzenleme tartışmaları karmaşık ve çok katmanlı bir hale gelmiş durumda.
Tüm bu gelişmeler ışığında, bu yeni yasa geçerse ABD doları ‘sessiz biçimde dijitalleşebilir’. Hem de tamamen düzenlenmiş ve ABD kamu borçlarıyla desteklenen bir sabit coin modeli üzerinden. Bu durum ilişkinin sadece bir ‘teknolojik dönüşüm’ olmadığını, aynı zamanda ABD'nin küresel ekonomi üzerindeki ‘dengeleyici gücünü’ daha uzun yıllar koruma isteğinin bir yansıması olduğunu gösteriyor.
Yorum 0